Masonluğun özünde Satanizm’in bir aracı olduğundan daha önce bahsetmiştim.
Masonlar sembollerle konuşur, sembollerle kendilerini ifade eder ve birbirlerine kendilerini tanıtırlar.
Masonluğun kitabını yazan önde gelen Masonlar (Albert Pike, Jabez Richardson) bu gizli el ve vücut hareketlerinin her birini kitaplarında tek tek gösterip anlamını açıklamışlardır.
İşte bu “Hidden Hand Gesture” (Gizli El Hareketi) de en belirgin masonluk sembollerindendir.

DEVLET KURAN MASONLAR
Masonların kurduğu ülkelerden biri olan ABD’nin kurucusu George Washington’a bakarsanız “Gizli El” jestini yaptığını görürsünüz. Hatta adına dikilmiş anıtlarda, ilk olarak Mason, sonra ABD Başkanı olduğu yazar. Çünkü Masonluk her şeyden daha önemlidir onların gözünde.


Gelelim TC’nin kurucusuna. Şu aşağıdaki fotoğrafları yurtdışında hangi masonluk araştırmacısına gösterirseniz gösterin alacağınız cevap açık ve nettir: “Evet bu şahıs açık bir şekilde Masonluğun sembol hareketlerinden birini (Hidden Hand Gesture) defalarca yapmış.”

Selânik’te o dönemde mevcut bulunan güçlü Mason lobisinin üyelerinden Alatini Efendi’nin fonladığı Şimon Zwi (Şemsi Paşa) okulunda okumuş bir şahsın hangi ideolojilerle şekillendiğini düşünürsünüz?
“İlginçtir, Mustafa Kemal’in okuduğu Şimon Zwi (Şemsi Efendi) mektebi, Abdülhamid’in evinde mecburi iskana tabi tutulduğu Yahudi işadamı Alatini Efendi’nin sahibi olduğu bir Kabbala mektebidir.”
Abdurrahman Dilipak
Cumhuriyet döneminin fikir önderlerinden olan, bu ülkenin halkına “milliyetçilik=ırkçılık”, “kemalizm” gibi bâtıl ideolojileri aşılamak için yoğun propaganda çalışması yapmış olan Moiz Kohen’in Mason olduğunu öğrenince şaşırır mısınız?
Allah azze ve celle’nin şeriatı kaldırılarak, laik demokratik düzenle kurulmuş bu devletin (tıpkı ABD gibi) bir Mason projesi olduğunu düşünüyorum.
Hem fiziki, hem de kültürel ve tarihi açıdan büyük zenginlikler taşıyan bu toprakları diledikleri gibi kontrol altında tutabilmek/sömürebilmek adına; halkı Allah’ın özgürleştirici dininden uzaklaştırarak halka kendi sapkın/köleleştirici ideolojilerini aşılamış, bu coğrafya üzerinde diledikleri gibi tasarruf edebilmelerine olanak veren bir devleti kurmuşlardır.
Tıpkı ABD gibi TC’yi de Masonların kurduğuna dair tarihsel delilleri ile 1 saatlik bir anlatım için tıklayın: “CUMHURİYETİ KURAN MASONLAR”
Yüz yıldır artan bir şiddetle sömürülmemiz, halkın fakirleşirken elit kesimin zenginleşmesi, Yeni Dünya Düzeni’ne biat ederek ülkenin tasmasının Satanist Kabal çetesine teslim edilmiş olması bunun delillerinden sadece birkaçıdır.
Dünyanın tüm ülkelerinde halk fakir, tepedeki elit kesim ise zengindir. Yeryüzündeki devletlerin çoğu, Satanist Kabal’ın maşası olan Masonların eliyle kurulduğu ya da sonradan devlet yönetimleri Masonlar tarafından baskı, şantaj, tehdit, rüşvet vb. yöntemlerle ele geçirildiği için; bu durum çok da şaşılacak bir durum değildir.
Devletlerin aslında kimin kuklası olduğu görmek için, Merkez Bankalarının kimler tarafından kontrol edildiğini araştırmanız yeterli olur. “Follow the money”-“Parayı takip et” düsturu sizi dünyayı kimin yönettiği bilgisine hızlıca ulaştırır. Bu konuda çok aydınlatıcı bir belgeseli izlemenizi öneririm: MONOPOLY- Who Owns the World? (TEKEL-Dünyanın Sahibi Kim?)
Dünyayı yöneten küresel şeytani çete “Kabal” dediğimizde, bunların, kurmuş oldukları piramidal hiyerarşideki Masonluk maşası ile dünyanın zenginliklerini ve halklarını sömürdüklerini, küresel çapta bir tuğyan kurduklarını anlamalıyız.
Masonluğun özünde, “Lucifer” (“Işık Getiren”) de dedikleri Şeytan’a tapılan Satanizm olduğu gerçeğini de akıldan çıkarmamalıyız.
Dinin elimine edildiği “LAİK”, Allah’ın hükmünün kaldırılarak beşerin hükmünün hakim kılındığı “DEMOKRATİK” düzenlerin her zaman için en çok Şeytan (lanetullahi aleyh)’in işine yaradığını ise hiçbir zaman unutmamalıyız. Laik ve demokratik bir düzen ile tevhid akidesinden uzaklaştırılan halkların, sistemin öne sürdüğü sahte ilahlara tapması ve kula kulluk ettirilmesi sağlanır. Tağutlar tarafından yüceltilen “Laiklik” ve “Demokrasi” kavramları, tam olarak tüm insanlığı kendilerine köle yapmak amacında olan şeytani çete Kabal’ın projesidir.
MASONLUK ve SATANİZM ARASINDAKİ BAĞ
Peki her Mason aynı zamanda Satanist midir? Hayır, Masonluğun dereceleri var.

Masonlar kendilerini dış dünyaya son derece iyiliksever, yardımsever, hayırsever kişiler olarak tanıtırlar (Bkz. Rotary ve Lions adlı kulüpleri). Amaçlarının insanlık için hayırdan başka bir şey olmadığını ifade ederler.
Aman dikkat:
“Onlara: “Yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.” denildiğinde: “Biz sadece ıslah edicileriz.” derler. Dikkat edin! Onlar bozguncuların ta kendileridirler.”
(2/Bakara, 11-12)
Öncelikle Masonluğa kabul edilme, inisiye olma töreninde canınız pahasına olsa dahi sırları ifşa etmeyeceğinize dair, acayip ritüeller içerisinde acayip yeminler ettirirler. Masonluk kitaplarında sırları ifşa edenlere verilecek ayrıntılı ve tüyleri diken diken eden işkenceli ölüm yöntemleri detaylıca anlatılmaktadır. Bu korkunç şeytani yöntemlerin yanı sıra günümüzde özellikle kullanılan cezalandırma yöntemleri ise “itibarsızlaştırma”, “kasedini çıkarma” yöntemleridir. Sırları açık eden bir Mason’un, hemen herhangi bir konuda onu itibarsızlaştıracak bir kasedi, ses kaydı, gazete haberi vs. ortaya çıkar ve cezası verilmiş olur.
Masonluk sistemi içinde dereceler vardır. 33. Dereceye ulaşan bir Masonun Satanizm potansiyeli olduğu da tespit edilmiş olursa, Masonluğun özünde Satanizm olduğuna dair bütün sırlar aktarılır ve artık satanik ritüellere davet edilmeye başlanır.
33. Dereceye gelememiş bir çok Mason’un satanizm’den haberi yoktur. Bu durumdaki, basireti ve feraseti bağlanmış kişiler, aslında şeytana hizmet ettiklerini bilmeden, Masonluğun bir çeşit din olduğundan farkına varmadan, çok hayırlı bir cemiyet içinde bulunduklarını düşünürler.

Satanizm’in bir de kan yoluyla yeni nesillere geçme durumu vardır ki; bu tarihsel kökenleri çok çok daha eskilere uzanan bir konu. Merak edenler, yeryüzünde Satanizm’in öncüsü olan 13 ailenin tarihçesini Fritz Springmeier’in “Bloodlines of the Illuminati” adlı kitabından okuyabilir.
Satanizm’in Osmanlı’ya Frank ailesi aracılığı ile nasıl nüfuz ettiğini de bu kitaptan öğrenebilirsiniz. Osmanlı’daki Satanizm konusu Tasavvufa, Sabetaycılığa ve İttihat Terakki’ye uzanır.
“Mehmet Talaat Pasha (1872-1921) was a Freemason and part of the Turkish revolution of 1908. He was the leader of the Young Turks, which was a joint project of the Sufis and the Frankist Satanists. (The type of Satanism led by the Frank family has had connections to Turkey for hundreds of years.)
Mehmet Talaat Pasha was the Grand Master of the Grand Orient of Turkey. He was held the political position in Turkey of grand vizier of Turkey (1917-18).”
Fritz Springmeier / Bloodline of the Illuminati
Nesep yoluyla Satanist olanlardan biri olan Elon Musk hakkında bu yazıya da bakabilirsiniz.