Evrim Teorisi’nin Masonik Kökenleri

İnsanlığı itibarsızlaştırma adına uydurulmuş olan Evrim Teorisi safsatasının arkasındaki Charles Darwin’in 33. dereceden Mason (Satanist) olduğunu biliyor muydunuz?

Elbette Allah Teâlâ’nın atamız Adem aleyhisselam’a varlıkların bilgisini öğreterek yeryüzüne yerleştirdiğini ve tüm insanlığın Adem aleyhisselam’dan türediğini bilen bizler böyle safsatalara inanacak değiliz.

Ancak dünyanın büyük çoğunluğu kendilerinin atasının maymunlar olduğunu; maymunlardan “evrilen(!)” ilk insanların son derece ilkel, akılsız varlıklar olduğunu düşünüyor.

Şeytanın “bilim” diye yutturduğu bu delilsiz safsatalar, diğer deyişle “Şeytanın Bilimi”, Masonik=Satanist sistemin önemli bir kolu olan eğitim sisteminde genç beyinlere aşılanıyor. “Sizin atanız maymundu, sizin de pek bir farkınız yok maymundan” mesajları ile aşağılık kompleksi oluşturulmaya, insanlık şerefi düşürülmeye çalışılıyor. Bu uydurma teori ile verilmeye çalışılan “ateizm” mesajı da cabası.

(Not: Masonların kendi kitaplarında “yeryüzündeki en aptal insanların ateistler olduğu” yazar. İnançlı insanları ateistlerden bir seviye daha yukarıda tutarlar yaptıkları zekâ sıralamasında! İnananları aşağılayan ateistlere duyurulur. Şeytan (lanetullahi aleyh) bile Rabbinin kim olduğunu biliyor iken, sizlerin inançsızlığı ancak ve ancak beyninizi kullanamamanız ile açıklanabilir.)

Bu en düşük frekans seviyesine sahip olan ruh hâlini (aşağılık hissini) ve inançsızlığı toplumda yaygınlaştırmak; şeytan hizmetkârı çete Kabal’ın insanları köleleştirme, sindirme, ezme politikaları için kullandıkları yöntemlerden biri sadece.

Bir koldan da kadim medeniyetlerin ne derece gelişmiş teknolojilere sahip olduğu gerçeğini de, tarih ve arkeoloji gibi bilim dallarını yozlaştırarak, insanlıktan sır gibi saklamaya çalışıyorlar.

Ancak Allah’ın izniyle artık her alanda hakkın bâtıldan ayrılma ve bâtıla galebe çalma zamanı geldi. Bilimin her kolundan ahlaklı, vicdanlı, ruhunu şeytana satmamış kişiler bizlerden yüzyıllardır saklanan gerçekleri ardı ardına ifşa etmeye başlıyorlar. Bâtıl evrim teorisini destekleyen tek bir “geçiş türü” (transitional species) fosili bile bulunamadığını ifade etmeye başlıyor ahlâklı bilim insanları.

Bize düşen ise şeytani çete Kabal’ın bize empoze etmeye çalıştığı her şeye karşı uyanık olmak, onların tuzaklarına düşmemek.

Devletlerin, medyanın, ana akım bilimin, eğitim sistemlerinin avuçlarının içinde olduğu böyle bir dönemde bu kolay olmasa da; tek rehberinizi vahiy ve sünnet yaparsanız, vahiy ve sünnete dört elle sarılırsanız doğru yolda kalmanız çok daha kolaylaşacaktır Allah’ın (cc) izniyle.

Türkiye’ye Evrim Teorisi’nin Girişi

“İnsanlar ‘kurtçuklar’ gibi sulardan çıktılar önce… İlk atamız balıktır. İşler daha da ilerledikçe, o insanlar, primat zümresinden türediler. Bizler maymunlarız düşüncelerimiz insandır.” M. Kemal

(Atatürk’ün Bütün Eserleri, Kaynak Yayınları, 1. Basım, c.28, s. 152-153)

Laik demokratik Türkiye devletinin kurucusu Darwinisttir. Zaten Allah azze ve celle’ye iman etmediği için (kâfir olduğu için) yaratıcıyı reddetmesi ve Mason(=Satanist) olan Darwin’in bâtıl teorisine dört elle sarılması son derece normaldir. Yukarıdaki sözüyle kendi atasının maymunlar olduğunu söylemektedir.

Devleti kurduğu ilk yıllarda gerek kendi yazdığı gerekse de adamlarına yazdırdığı okul ders kitaplarına da sokmuştur bu hurafeleri. İşte bu coğrafyanın genç beyinlerinin zehirlenmesi böyle başladı.

“Hayatta en hakiki mürşidiniz” şeytanın insanları saptırmak için kullandığı Kabal’ın örtbas bilimi mi olsun istersiniz; yoksa alemlerin Rabbi Allah azze ve celle’nin kitabı ve Resul’unun (sav) sünneti mi olsun istersiniz?

Unutmayın, seçimleriniz ruhunuzun ebedi hayattaki durumunu doğrudan etkileyecek. Kâfirlerin tavsiyelerine uyup da Şeytanın bilimini kendine yol gösterici seçenlerin vay hâline!

Meşhur masonik el hareketlerini yapan Charles Darwin. (Şeytan ve Sessizlik işaretleri)

Fraktallar

Allah azze ve celle’nin kâinatı yaratışındaki mükemmelliğe ve mikrokozmos’tan makrokozmos’a her şeyin ortak bir imza taşıdığına şahitlik edin.

Cymatics’ten (ses ve titreşim frekanslarının görselleştirilmesi bilimi), çiçeklere, gezegenlerin yörüngelerinden, DNA’mıza ve Elektromanyetik Alan dinamiklerine kadar yaratımın her yerinde benzer fraktal şekiller karşımıza çıkıyor. 

Bir olan Allah subhanehu ve teâlâ’nın ayetlerinden sadece bir tanesidir bu. 

Ahlaklı ve vicdanlı, hakiki bilim insanlarının, Kabal’ın yüzyıllardır “bilim” diye yutturdudğu şeytani propagandayı yıkmasına çok az kaldı.

Gerçek bilim sizi sadece Allah’a ve tevhide yaklaştırır iken, Kabal’ın şeytani “bilim”i ise sizi sadece Allah’tan ve tevhidden uzaklaştırır, inkâr ve şirk bataklığına sürükler. 

Hangi bilimi takip edeceğinizi çok dikkatli seçin.

Einstein’in Hurafe Teorileri, Kütleçekimi ve Elektrik Evren (Video içerir)

Einstein’ın özel görelilik kuramı sadece hurafeden ibarettir. Bilimin gidişatını saptıran en etkili insanlardandır kendisi. Kabal nasıl da “dahi bilim insanı” şeklinde propagandasını yapıyor değil mi?

Einstein’ın ışık hızının ulaşılabilecek maksimum hız olduğu iddiası bütün evreni birbirinden “kopmuş” bir hâle getirir ki; gözlemler ve veriler bunun tam aksinin doğru olduğunu, bütün evrenin birbirine “bağlı” olduğunu göstermektedir.

İnsanları hakikatten ne kadar uzaklaştırırsanız, o kadar değerli olursunuz Kabal’ın gözünde! Tıpkı Einstein gibi.

Günümüz fiziğinin gelmiş olduğu içler acısı nokta, safi matematik cambazlığından ibaret. Sayılara, formüllere, sembollere taklalar attırıp, bir formül çorbasını bize fizik diye yutturmalarına izin vermeyin.

“There is no model of the theory of gravitation today, other than the mathematical form.” – Richard Feynman, The Character of the Physical Law

“Kütleçekimsel teorinin, matematiksel form haricinde, günümüzde herhangi bir modeli yoktur.” – Richard Feynman, The Character of the Physical Law

Fizik gözlemdir, deneydir, fikirlerin test edilmesidir, evrende gözlenenlere uygun teoriler üretip, deneylerle bunları doğrulamak, ispat etmektir.

100 yıldır fiziği bu doğru yolundan saptırıp matematik cambazlığına çeviren ise Kabal’dır. Uydurduğumuz sanal formüller James Webb’den gelen, Hubble’dan gelen gerçek verilerle uyuşmuyor mu? Kolayı var, ekle iki tane formül daha, uydur karanlık madde, karanlık enerji, kara delik gibi kimsenin anlayamadığı kavramlar; oldu bitti.

Hakikatte ise, şu anda isimleri bile duyulmamış nice gerçek bilim insanı evrenin ve kâinatın işleyiş mekanizmasını keşfetmeye Einstein’den çok daha fazla yaklaşmıştır. Buna rağmen, şeytanın hizmetkârı Kabal, insanların gerçek bilgiye ulaşıp özgürleşmesini asla istemediği için; sadece Einstein ve izinden giden, günümüz astrofizikçilerinin ve parçacık fizikçilerinin çoğunluğunun oluşturduğu, “hurafeci bilimi” fonlayıp desteklemiş, gerçeğin peşinde olan bilim insanlarını ise aşağılamış, itibarsızlaştırmış, laboratuvarlarını ve çalışmalarını yakıp yıkmıştır.

Şeytani Kabal çetesinin böyle yapmasının sebebi ise; evren hakkındaki hakikatlerin ortaya çıkmasının insanlığı tevhide ulaştırıp, kula kulluktan kurtararak sadece bu mükemmel elektriksel işleyişe sahip olan kâinatın yaratıcısı ve sahibi  Allah azze ve celle’ye kul olmamızı sağlayacak olmasıdır. Bu durumda ise insanın baş düşmanı şeytanın bütün plan ve projeleri yerle bir olacaktır.

Big Bang’ci, kütleçekimci, Higgs bozoncu, CERN’ci, evrimci, Darwinci “bilim örtbasçıları” sizleri Allah azze ve celle’yi inkâra, şirk ve küfre davet ederken;

evrende mikro ve makro boyutta gerçekleşen ve bu yalancı, kandırılmış, cahil bilim insanlarının açıklayamadığı  pek çok fenomeni rahatlıkla açıklayabilen Elektrik Evren teorisi ise, bizzat teorisyenleri tarafından da açıkça ifade edildiği üzere sizi aşkın bir yaratıcının varlığına, bu muazzam sistemi yaratan ve işleten El Hayy ve El Kayyum Allah’a davet ediyorlar.

Şeytanın bilimi var, insanı kâfir yapar; hakikâtin bilimi var, insanı mümin yapar.

İşte size gerçek bir bilim insanından 1 saatlik bir sunumla “kütleçekimi” hakkındaki gerçekler.

Allah (cc) ona ve onun gibi akıllı, bağımsız, düşünen, sorgulayan ve unvan, şan, şöhret, zenginliğin değil sadece gerçeğin peşinden koşan bilim insanlarına hidayet etsin.

Wal Thornhill: The Long Path to Understanding Gravity | EU2015

Hayvanlara Merhamet (Video içerir)

Sadece insanlara değil, âlemlerin hepsine rahmet olarak gönderilen Allah Resulu sallallahu aleyhi ve sellem’in hayvanlara gösterdiği merhamet tüm insanlığa ders olmalı.

Merhametlilerin en merhametlisi olan Allah subhanehu ve teâlâ’nın bizler için uygun gördüğü bu din ne mükemmel bir dindir.

Rab olarak Allah’tan, din olarak İslâm’dan, nebi olarak Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’den razı oldum.

Tüm âlemlerin iyiliği, huzuru, güvenliği ve esenliği için tek yol; koşulsuz, şartsız, şirksiz, tevhid ile Allah Teâlâ’ya teslim olmaktır ve O’nun hükümlerini yeryüzüne hakim kılmaktır.

Allah Resulu’nun (sav) Hayvanlara Olan Merhameti:
https://youtu.be/ZDtb8S6sAOY



Kandil Bidatçılarına 2 Soru

Necati Koçkesen’den alıntıdır:

— Alıntıdır —

İKİ SORU

Kardeşlerim, kandil gecelerini kutlamak caizdir, müstehaptır, diyenlere şu iki soruyu sorunuz ve cevap vermelerini isteyiniz.

Soru 1: Allah Rasûlü, hulefâ-i râşidîn, sahabeler, tüm tâbiîn, yine tüm etbâ-i tâbiîn, tâbiîn ve etbâi tâbi devrindeki müctehidler, hadis âlimleri, tefsir âlimleri, akâid âlimleri Mevlid Kandili, Regâib Kandili, Mîrac Kandili ve Berat Kandili diye bir kandil kutlamışlar mıdır?

Siz onlardan cevap beklerken ben cevaplamaya çalışayım. Dünyanın altını üstüne getirseler, bütün sahih hadis kitaplarını karıştırsalar, tâbiîn ve etbâi tâbiîn devrinde yazılan bütün tefsir, fıkıh ve akâid kitaplarını karıştırsalar bu konuda bir delil bulamazlar.

Soru 2: Allah kitabında; “peygamberde sizin için güzel bir örnek vardır” derken, peygamber de; “size iki şey bırakıyorum, onun ikisine sarıldığınız müddetçe ebediyen sapıklığa düşmezsiniz” demişken ve yine; “benden sonra benim ve hulefâi râşidînin sünnetine sarılın” demişken, Hulefâi râşidîn, bütün sahabeler, tâbiîn ve etbâi tâbiîn âlimleri Allah rasûlüne bizden daha bağlı, bizden daha fazla itaat etmişlerken ve Allah rasûlünü bizden daha çok severlerken, onlar böyle kandil gecelerini kutlamamışken bizler neden onlara değil de sizin gibi sonradan gelen ve bid’atlarla iştigâl eden kimselere uyalım?

Dini siz mi daha iyi biliyorsunuz yoksa Allah rasûlü, hulefâi râşidîn, sahabeler, tâbiîn âlimleri ve etbâi tâbiîn âlimleri mi daha iyi biliyorlar? Allah Mâide sûresi üçüncü âyetinde; “bugün dîninizi tamamlayarak en mükemmel hâle getirdim” derken siz bu dinin neresinde bir eksik gördünüz de onu tamamlamak istiyorsunuz? Neresinde bir çirkinlik gördünüz de onu güzelleştirmek istiyorsunuz?

Evet, onlara bu iki soruyu sorun ve onlara şöyle tebliğ edin:

Allah’tan korkun, Allah’ın dinine eklemeler yapmayın. Allah Rasûlünün “her bid’at sapıklıktır, her sapıklık da cehennemdedir” dediğini ve yine; “kim bizim bu dinimizde olmayan bir şey îcad ederse o reddolunur” dediğini, yine; “kim bizim amel etmediğimiz bir şeyle amel ederse o reddolunur” dediğini hiç duymadınız mı? Kendinize gelin ve bid’atlar işlemeye, bid’atları halk içinde yaymaya son verin. Yoksa yarın âhirette sizin aleyhinize şâhitler olacağız.

— Necati Koçkesen

Şeytanın Kraliçesi

İngiltere’nin satanist pedofil kraliçesi ölmüş. Mezarında ateşi ve azabı bol olsun. Hem tüm dünyada sömürdüğü, zulmettiği Müslimlerin ve mazlum halkların; hem de ilahı Lucifer (Şeytan) için düzenlediği satanik ritüellerde canlı canlı kanlarını içip, yediği, taciz ve tecavüz ettiği bebek, çocuk ve hamile kadınların ah’ları elbette yerde kalmayacak.

El Adl olan alemlerin Rabbi Allah azze ve celle bu insi şeytan kadına hakettiği azabı verecektir. Darısı dünyayı yöneten küresel şeytani çete Kabal’ı oluşturan diğer lanet satanistlerin başına.

Fotoğrafta da gördüğünüz üzere bu Şeytanın Kraliçesi Elizabeth Mason’dur. Özel bakımını yapan hemşiresinin kemerindeki detaya bakarsanız Masonluk sembollerinin (gönye-pergel ve pentagram) bulunduğunu açıkça görebilirsiniz. Kraliçe’nin el sıkışma şekli de Masonik el sıkışmadır. Kraliçenin, Mason önlüğü ve regalia’sı ile poz veren babası da Mason’dur.

Hep ne diyordum? MASONLUK=SATANİZM

Masonların ilahı, ismi “ışık getiren” anlamına gelen Lucifer’dir. Yani Şeytan’dır. Şeytan (lanetullahi aleyh)’i o kadar severler ki; kendilerine getireceği “ışık” (güç, para, iktidar) karşılığında ruhlarını Şeytan’a satıp dünya üzerinde her türlü korkunçluğu ve zalimliği yapmaktan zevk duyarlar.

Unuttukları mesele ise bu dünyanın geçici olduğu. Öldükten sonra ruhlarının, Cehennem’in yedi kat dibinde, ebedi azapta kalacak olması ise bizlerin içini ferahlatıyor. Dünyada bebek ve çocuk kanlarını akıttıkları o iğrenç boğazlarından; Cehennem’de “dari dikenlerinin” geçecek olması Allah azze ve celle’nin sonsuz adaletinin sonucudur.

O zaman sana afiyet olsun Şeytanın Kraliçesi Elizabeth!!!

Diyelim ki bu kadının ve kraliyet ailesinin Satanist olduğunu bilmiyorsun, Müslim coğrafyalara, dünyanın her yanındaki mazlumlara kan, zulüm, açlık ve sefalet götürdüğünden de mi haberin yok!? Böyle bir insi şeytanın ölümünden nasıl üzüntü duyabilirsin!?

Koltuk sevdası apayrı bir şey. Öyle ya, küresel Satanist Kabal çetesi ile ters düşmeye gelmez. Yoksa, indiriverirler kendilerine saygı sevgi göstermeyen devlet başkanlarını aşağı!

Firavunlara Musa’yız (Video içerir – Neşid)

“Tevhidî Uyanış olarak yeni eserimiz ‘Firavunlara Musa’yız!’ ile sizlerleyiz. İçerisinde hiçbir müzik enstrümanının kullanılmadığı eserimiz tamamen ağız ile yapılan, ‘A capella, Beatbox’ diye tabir edilen ses sanatı ile yapılmıştır.”

Firavunlara Musa’yız!

“Tağut düzenini kurdu adına dedi Demokrasi,

Toplandılar bir mezbahaya tamamı Allah’a asi.

Öyle bir sistem ki bu tek kazanan aristokrasi,

Her meydanda sergilenen geleneksel akrobasi.”

“Ne zaman bir davetçi çıksa müstekbirler delirir,

Ülkeden kovarlar bizi ya da ölüm hükmü verilir.

Sanıyorlar ki Tevhid’i bu fetvayla sindirir,

Bu ümmet yaşarken değil, öldüğünde ünlenir.”

Müşrikler Ülkesinde Kandil Bidatı

Muhammed Fırat Beyaz’dan alıntıdır:

İslam’da kandil gecelerinin var olduğunu iddia edenler şu sorulara cevap verirlerse memnun olurum;

1 – Peygamber ﷺ, ümmetine bildirmesi için Allahtan kendisine emredilen herhangi bir hususu ümmetinden gizlemiş midir..? Gizlemiş diyen, Resulallahın davetini tam yapmadığını ve ihanet ettiğini iddia etmiş olur. Gizlememiştir diyene ise sorum şudur.. Resulallah ﷺ mevlid kandilini ümmetinden gizlemiş midir, yoksa ümmetini Mevlid kandiline davet mi etmiştir?

2 – Allah Teعala ayetinde buyurdu ki; الْيَوْمَ أَكْمَلْتُ لَكُمْ دِينَكُمْ “Bugün sizin dininizi tamamladım.” (Maide, 3) Allah dinini tamamladığı hususunda doğru sözlü müdür, yoksa Mevlid kandilinin var olduğunu iddia edenler dinin eksiliğinde mi doğru sözlüdür?

3 – Resulallah ﷺ Mevlid kandilini biliyor muydu, yoksa bilmiyor muydu..? Bilmiyordu diyene, Resulallahın ﷺ din hususunda bilmediğini siz mi biliyorsunuz diye sorarım. Biliyordu diyene ise, öyleyse Resulallah ﷺ ümmetini Mevlid kandiline davet etti mi diye sorarım?

4 – Resulallah ﷺ ve ashabı Mevlid kandili kutlamadılar, dolayısıyla bir sevap almadılar.. Mevlid kandili kutlayıp sevap aldığını iddia edenler, bu amelin sevabında Resulallahı ve ashabını geride mi bıraktılar?

5 – Mevlid kandilini Resulallahın ﷺ doğduğu gün kutladığınızı iddia ediyorsunuz.. Kutlu Doğum haftasında da Resulallahın doğduğu günü kutluyorsunuz.. Siz Resulallahın iki defa doğduğunu mu iddia ediyorsunuz?

6 – Allah Mevlid Kandili diye bir şey indirmedi. Resulallah ﷺ böyle bir şeyi getirmedi. Allah’tan ve Resulünden gelmeyen husus İslamdan olabilir mi? Böyle bir hususla Allaha yakınlaşılabilir mi?

Bidعat ehlinin iddialarına gelince.. Resulallahtan ﷺ nakledilen; oruç tuttuğu günün kendisinin doğduğu güne isabet etmesine, yahut da Isra suresinin ilk ayetine binaen Miraç kandili, Şaعban ayının 15. gecesi hadislerine binaen Berat kandili uydurmalarına gelince.. Resulallah ﷺ doğduğu günü ne zaman kandil kutladı? Ashabı yahut tabiعun ya da tebeut tabiعun ne zaman bunu yaptılar?

Resulallah ﷺ Peygamberliğin 10. yılı Miraca çıktı, bundan sonra da 3 yılı Mekke’de, 10 yılı Medine olmak üzere 13 yıl daha yaşadı? Bu 13 yıl içerisinde Miraca çıktığı günü kandil olarak kutladı mı?

Eğer her bir olayı alıp üzerine kutlama, gece, namaz, zikir, tavaf, oruç bina edeceksek; öyleyse haydi Bedir Savaşının yapıldığı günü “Bedir kandili”, Uhud Savaşının yapıldığı güne özel “Uhud namazı”, Hendek savaşına özel “Hendek zikri”, Mekke’nin fethine özel “Mekke orucu”, Hudeybiye anlaşmasına özel “Hudeybiye tavafı”, Mute savaşına özel “Mute gecesi” uyduralım, bunlar İslam’dandır diyelim..

Peki biz bunların İslam’dan olduğunu iddia edersek, dolayısıyla Allah’ın indirdiğini ve Resulün getirdiğini iddia edersek, Allaha ve Resulüne iftira atmış olacak mıyız, olmayacak mıyız..? Peki bunlar Allah’a ve Resulüne nispet edilmesi halinde iftira ise, ya kandil geceleri nedir? Resulallahın ﷺ “kandil” kutladığına dair hadis nerededir?

—Muhammed Fırat Beyaz

Diyanet İmamından Gerçekler (Video içerir)

Tağuti düzenin maşalarından biri olan Diyanet kurumu içinde de uyanışın başladığını ve gerçek İslâm’ın anlatıldığını görüyoruz Allah’a hamdolsun.

Ülkenin her camisinde görevliler hakkı ketmetmeden anlatırlar ise güzel günler yakındır Allah’ın izniyle.

Çünkü her zaman devran döner, hak gelir ve batıl zail olur. Yeter ki hakikati konuşup, birbirimizi tevhide davet edelim.

Allah azze ve celle bu hocaya hidayet etsin. Doğruları anlatıyor fakat küfür üzere kurulmuş bir devletin ve tamamen Allah’ın dinine hıyanet etmek amacıyla kurulmuş bir kurumun hizmetinde. Hak yolundaki mücadelesine muvahhid Müslimlerle birlikte devam etmesini Yüce Allah’tan dilerim.